Altı kağıt
Nasrettin hoca caminin yanında çarık satarken altı kağıt altı kağıt diye bağırıyormuş. Adamın biri almış abdest alırken çarığın altında su aldığını fark etmiş sonra hocaya gelmiş sattığın çarığın altı kağıtmış yırtıldı. Nasrettin hocanın kılıfı hazır;
- Ben altı kağıt altı kağıt diye bağırmıyor muyum neden aldın o zaman?
Doğuran kazan
Hoca komşusundan ödünç bir kazan alır kazanı verirken içine bir kazan yerleştirir. Komşusu sorar:
- Bu ne
- Senin kazan doğurdu der hoca da
Komşu çok sevinir ardan bir kaç gün geçer. Hoca yine komşusuna gider
1 2 gün kullanmak için kazanı ister
Komşusu
- Hay hay baş üstüne der kazanı sevinerek hocaya verir. Aradan oldukça uzun bir zaman geçer.
Komşu kazanı geri gelmeyince çediklerini giyer
Hocanın evine gider, sorar:
- Bizim kazan ne oldu
- Sizin kazan mı, sizlere ömür, der Hoca.
Komşu şaşırır
- Aman hocam kazan bu nasıl ölür?
- Komşum yine saçmaladın kazanın doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne inanmıyorsun.
Soğuk çay fıkrası
Nasreddin hoca kahveye çay içmeye gitmiş
Çaycıya : Soğuk çay varmı demiş?
Çaycıda yok sıcak var demiş.
Nasreddin hoca aradan 5-10 dakika geçince yine gelmiş aynı soruyu yine sormuş. Derken...
Böyle muhabbet sürmüş. Sonra çaycı nasreddin hocanın geleceğini tekrar hesaba katarak çayı dolaba koymuş. Hoca tekrar gelmiş. Soğuk çay varmı? demiş. Çaycı var deyip hocaya bi bardak çay vermiş ardından nasredin hoca çay gelince ''Isıt da ıçelim'' demiş....
Memnun kaldık
Aksak Timur, Nasreddin Hocanın köyüne uğrar. Köylü padişahı layıkıyla ağırlar.
Padişah da giderken bu konukseverliğe karşılık;
"Köyünüze bir fil hediyem olsun" der ve gider. Fil bu zamanla bağ bahçe koymaz her yanı talan eder. Köylü ne yapsın çaresiz padişahın hediyesi diye ses çıkaramaz. Hocaya:
- Hocam perişan olduk bizi kurtar. Biz bu file bişey yapsak padişah kellemizi alır derler. Hoca:
- Benimle gelin padişaha durumu arz edeyim der. Köylüyü arkasına alır huzura çıkar. Timur:
- Hoca niye geldin? Filim nasıl? diye sorar. Hoca:
- Padişahım bu filiniz derken bi bakar korkudan arkasında kimse kalmamış herkes kaçmış. Padişah:
- Eeeee ne olmuş file? Hoca:
- Padişahım hediyeniz olan filden çok memnun kaldık. Yalnız kalıyor bir tane daha istiyoruz.
Hocanın eşeği
Hoca eşeğini pazara götürüp satmak ister. Bir müşteri çıkar. Eşeğin yaşını anlamak için dişine bakacak olur. Eşek onun elini ısırır. Adam söylenerek çeker gider. Başka bir müşteri de kuyruğunu kaldıracak olur. Kaba etine bir çifte yer. O da kızar ve topallayarak oradan uzaklaşır. Onları gören biri der ki:
- Hocam, bu eşeği kimse almaz. Baksanıza, önüne geleni ısırıyor, tekmeliyor.
Hoca şöyle cevap verir:
- Zaten ben de onu pazara satmak için getirmedim. ınsanlar görsünler de benim neler çektiğimi anlasınlar diye getirdim.
Aklın varsa göle koş
Hoca, bir gün kırlardan topladığı çalı çırpıyı eşeğine yükleyip evine götürürken :
-Acaba, yaş çırpı da kurusu gibi yanar mı? diye düşünür ve şeytana uyarak çakmağını çakar ve alevi çalı çırpıya dokundurur. Aralarında kuruları da bulunan çalı çırpı hemen alev alır. Eşekte bir korku, bir telaş, huzursuzluktur başlar. Anıra anıra, çifte ata ata dört nala koşmaya başlar. Hoca da arkasından olanca gücüyle bağırır :
-Aklın varsa göle koş!
Etiketler: Nasrettin Hoca fıkraları, en komik ve eğitici nasreddin hoca fıkraları, fıkra oku, 2013
Nasrettin hoca caminin yanında çarık satarken altı kağıt altı kağıt diye bağırıyormuş. Adamın biri almış abdest alırken çarığın altında su aldığını fark etmiş sonra hocaya gelmiş sattığın çarığın altı kağıtmış yırtıldı. Nasrettin hocanın kılıfı hazır;
- Ben altı kağıt altı kağıt diye bağırmıyor muyum neden aldın o zaman?
Doğuran kazan
Hoca komşusundan ödünç bir kazan alır kazanı verirken içine bir kazan yerleştirir. Komşusu sorar:
- Bu ne
- Senin kazan doğurdu der hoca da
Komşu çok sevinir ardan bir kaç gün geçer. Hoca yine komşusuna gider
1 2 gün kullanmak için kazanı ister
Komşusu
- Hay hay baş üstüne der kazanı sevinerek hocaya verir. Aradan oldukça uzun bir zaman geçer.
Komşu kazanı geri gelmeyince çediklerini giyer
Hocanın evine gider, sorar:
- Bizim kazan ne oldu
- Sizin kazan mı, sizlere ömür, der Hoca.
Komşu şaşırır
- Aman hocam kazan bu nasıl ölür?
- Komşum yine saçmaladın kazanın doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne inanmıyorsun.
Soğuk çay fıkrası
Nasreddin hoca kahveye çay içmeye gitmiş
Çaycıya : Soğuk çay varmı demiş?
Çaycıda yok sıcak var demiş.
Nasreddin hoca aradan 5-10 dakika geçince yine gelmiş aynı soruyu yine sormuş. Derken...
Böyle muhabbet sürmüş. Sonra çaycı nasreddin hocanın geleceğini tekrar hesaba katarak çayı dolaba koymuş. Hoca tekrar gelmiş. Soğuk çay varmı? demiş. Çaycı var deyip hocaya bi bardak çay vermiş ardından nasredin hoca çay gelince ''Isıt da ıçelim'' demiş....
Memnun kaldık
Aksak Timur, Nasreddin Hocanın köyüne uğrar. Köylü padişahı layıkıyla ağırlar.
Padişah da giderken bu konukseverliğe karşılık;
"Köyünüze bir fil hediyem olsun" der ve gider. Fil bu zamanla bağ bahçe koymaz her yanı talan eder. Köylü ne yapsın çaresiz padişahın hediyesi diye ses çıkaramaz. Hocaya:
- Hocam perişan olduk bizi kurtar. Biz bu file bişey yapsak padişah kellemizi alır derler. Hoca:
- Benimle gelin padişaha durumu arz edeyim der. Köylüyü arkasına alır huzura çıkar. Timur:
- Hoca niye geldin? Filim nasıl? diye sorar. Hoca:
- Padişahım bu filiniz derken bi bakar korkudan arkasında kimse kalmamış herkes kaçmış. Padişah:
- Eeeee ne olmuş file? Hoca:
- Padişahım hediyeniz olan filden çok memnun kaldık. Yalnız kalıyor bir tane daha istiyoruz.
Hocanın eşeği
Hoca eşeğini pazara götürüp satmak ister. Bir müşteri çıkar. Eşeğin yaşını anlamak için dişine bakacak olur. Eşek onun elini ısırır. Adam söylenerek çeker gider. Başka bir müşteri de kuyruğunu kaldıracak olur. Kaba etine bir çifte yer. O da kızar ve topallayarak oradan uzaklaşır. Onları gören biri der ki:
- Hocam, bu eşeği kimse almaz. Baksanıza, önüne geleni ısırıyor, tekmeliyor.
Hoca şöyle cevap verir:
- Zaten ben de onu pazara satmak için getirmedim. ınsanlar görsünler de benim neler çektiğimi anlasınlar diye getirdim.
Aklın varsa göle koş
Hoca, bir gün kırlardan topladığı çalı çırpıyı eşeğine yükleyip evine götürürken :
-Acaba, yaş çırpı da kurusu gibi yanar mı? diye düşünür ve şeytana uyarak çakmağını çakar ve alevi çalı çırpıya dokundurur. Aralarında kuruları da bulunan çalı çırpı hemen alev alır. Eşekte bir korku, bir telaş, huzursuzluktur başlar. Anıra anıra, çifte ata ata dört nala koşmaya başlar. Hoca da arkasından olanca gücüyle bağırır :
-Aklın varsa göle koş!
Etiketler: Nasrettin Hoca fıkraları, en komik ve eğitici nasreddin hoca fıkraları, fıkra oku, 2013