ASLAN AVI OYUNU
________________________________________
Arkadaşlar çok eğlenceli bir oyundur umarım beğenirsiniz
Aslan Avı
Öğretmen “şimdi herkes benim söylediğim hayvanların taklidini yapacak” der. Hayvan isimleri söyler. Çocuklar ses ve hareketleri ile bu hayvanları canlandırırlar. Daha sonra “şimdi sizinle aslan avlamak için ormana gideceğiz. Sırt çantalarımızı hazırlayalım. Yanımıza sakın su ve yiyecek almayı unutmayalım! Haydi, bakalım trenimiz geliyor. Çabuuk. Hooop herkes trene binsin. Çuf çuf çuf çuf...şimdi trenden iniyoruz. Hoop. şimdi, buradan sonra yolculuğumuza otobüsle devam edeceğiz. Herkes hazır mı? Otobüse sıra ile binelim. Kornaya basalım. Yolculuğumuza başlayalım. şimdi otobüsten iniyoruz ve buradan itibaren biraz yürüyerek gitmemiz gerekiyor. Önümüzde bir dere var herkes benim elimi tutup karşıya geçsin. Tamam, hadi bakalım yola devam. Aaa ormanda ne güzel hayvanlar var. Her yer ağaçlarla dolu. Bir süre ormanda gezilir. Uzun bir yolculuktan sonra aslan bulunur. Fakat avcı çocuklar aslanı avlanmaktan vazgeçerler.
Öğretmen çocuklara etkinliğin bittiğini haber verir. Yere oturmalarını ister. “Ormana giderken kendinizi nasıl hissettiniz? der.
Bataklıkta, tahta asma köprüde, çakıl taşlı alanda yürürken kendinizi nasıl hissettiniz?
Ormanda hangi hayvanları gördünüz?
Aslanı öldürmekten neden vazgeçtiniz?”
şeklinde sorular sorularak çocuklar ile hissettikleri ve duyguları hakkında sohbet edilir
KıM SAKLANDI? :
Bütün öğrenciler yerlerinde otururlar. Bir öğrenci kara tahtanın önüne getirilir. Diğerlerine arkası dönüktür ve gözlerini kapatır. Diğer bir çocuğu sınıfta bir yere saklar veya dışarı çıkarırlar. Öbür çocuklar da yerlerini değiştirerek karışık otururlar. Bundan sonra tahtada bekleyen öğrenciye "Kim saklandı ?" derler. Gözlerini yuman çocuk arkasını dönerek kimin dışarıya çıktığını veya saklandığını bulmaya çalışır. Bulamazsa ebe değiştirilir ve böylece oyun devam eder.
ALı KUTUDA
Bütün çocuklar sıra aralarındaki boşluklarda ayakta dururlar. Öğretmen ; "Ali kutuda." dediği zaman herkes çömelik vaziyet alır. "Ali kutudan çıktı." deyince herkes ayağa kalkar. Öğretmen bu tempo ile giderken bazı komutlarda değişiklik yapar. Bu değişiklikte yanlış yapanlar yerlerine otururlar. En sona kalan sınıfın birincisi olur.
SıNCAP VE CEVıZ
Bütün öğrenciler yerlerinde otururlar. Bir öğrenci sincap olur ve ceviz olarak eline silgiyi alır. Diğer öğrenciler, başlarını sıralarının üzerine koyarlar ( Uyuyormuş gibi ). Yalnız bir elleri, avuçları açık olarak yandadır. Sincap, cevizle arkadaşlarının arasında dolaşırken, Cevizi ( Silgiyi ) bir arkadaşının eline bırakır ve yerine oturmak üzere kaçar. Yerine ulaşıncaya kadar yakalanamazsa kurtulur. Eline ceviz konulan öğrenci sincabı yakalayamazsa kendisi bir sonraki oyun için sincap olur.
DOğRU SIRALA
Bütün çocuklar sıralarında otururlar. Öğretmen bunlardan 6–8 tanesini çağırarak yazı tahtasının önünde yüzleri arkadaşlarına dönük olarak tutar ve hepsine bir isim verir. ( Örneğin; Renkler, Kuş isimleri, şehir ismi veya oyuncak isimleri gibi ) Bundan sonra oturanlar sıralarının üzerine başlarını koyarak gözlerini kaparlar. Öğretmen tahtadakilerin yerlerini değiştirir. Bundan sonra herkes bakar, bir kaç gönüllü istenir. Bu gönüllüler arkadaşlarının yer ve isimlerine göre onları tekrar dizerler.
ÜÇ KÜÇÜK KUZU
Bir çocuk ( Büyük Kurt ) sınıfın önünde ve ayaktadır. Diğerleri yerlerinde oturmuştur. Kurt, sıraların arasında dolaşır. Üç küçük kuzunun ellerine vurur ve yine sınıfın önüne gelerek ; "hurr, hurr" der. Bu kelimeler ile birlikte ellerine vurulan üç kuzunun yerlerini değiştirmesi gerekir. Kurt da bu kuzulardan birinin yerine oturmaya çalışır. Ayakta kalan kuzu bir sonraki oyun için Kurt olur. Oyun böylece devam eder.
KARşILA VE GEÇ
Öğretmen sınıfın önünde ve ortadadır. ıki elinde birer silgi veya fasulye torbası tutar. Sağ ve sol gerisinde iki öğrenci vardır. ışaret verildiğinde bu iki öğrenci öğretmenin elindeki silgileri alır ve sıraların yanında koşuya başlar. Bu öğrenciler arkada karşılaşırlar. Öğretmene silgiyi önce getiren oyunu kazanır.
BEKÇı KÖPEğı:
Bir yere bir cisim ( Nesne ) konur. Yanında gözleri kapalı bir bekçi köpeği durur. Diğer öğrencilerden birisi sessizce nesneyi oradan almaya çalışır. Eğer köpeğin haberi olmadan onu alabilirse, bir dahaki oyun için "Bekçi Köpeği" olur. Eşya alırken köpek farkına varırsa "hav hav" diyerek arkadaşını yakalar. O zaman yeni bir bekçi köpeği seçilir.
FASULYE TORBASINI BULMA
Çocuklar elleri arkada olmak üzere omuz omuza bir daire yapar. Bir çocuk ortadadır. Birisine bir fasulye torbası verilir. Dairedeki öğrenciler bunu elden ele verirler. Ortadaki öğrenci fasulye torbasının nerede ( kimde ) olduğunu bulmaya çalışır. Eğer tahmini çok uzun sürerse başka bir oyuncu ile değiştirilir.
MEYVE SEPETı:
Bir öğrenci sınıfın önünde durur. Diğerleri yerlerinde otururlar ve hepsine 4 çeşit meyve ismi verilir. Öndeki öğrenci " Elmalar " deyince adı elma olanlar ayağa kalkar, yerlerini değiştirir. Bu arada ayaktaki oyuncu kendine bir yer bulmaya çalışır. ıkincide başka grup meyve ismini söyler. Bu kez de bu meyveler yer değiştirir. Eğer ebe " Meyve Sepeti " derse her cins meyvenin yerlerini değiştirmesi gerekir.
AVCI ADAM
Bir lider seçilir. Bu lider, herhangi bir yöne doğru yürür ve " Kim benimle ördek ( Ayı, Tilki, Geyik ) avlamaya gelir ?" der. Bütün çocuklar arkasına dizilir ve aynı şekilde lider (avcıyı) izlerler. Avcı dönüp hepsini görünce silahını onlara çevirir ve " Bum " der. Bunun üzerine ayaktaki çocuklar koşarak kendi yerlerine otururlar. Kim yerine önce oturmuşsa bir dahaki sefere o lider ( Avcı ) olur.
Müzik eşliğinde dans ederlerken havaya atılın balonu da düşürmemeye çalışırlar. Balon yere düştüğünde hepsi donar kalır. Öğretmen müziği keser. Çocuklara dokunmadan onları güldürmeye çalışır. ılk gülen diğer oyunda öğretmenle birlikte diğerlerini güldürmeye çalışanlardan olur. Tek kişi kalana kadar oyun sürer. Oyunun galibi günün en ciddisi ilan edilir.
RESMı BıL
Çocuklar uygun bir zemine (sandalye, minder vb.) otururlar. Öğretmen, arkası dönük resimli kartlardan çocuklara birer tane verir. (Top, bebek, araba, lego, bardak, çiçek, tavşan... vs).
Diğerlerinin resmi görmemesi sağlanır. Çocuklar sıra ile ellerindeki resmin özelliklerini söyleyerek, arkadaşlarının bu nesneyi tanımalarını ister. ılk tanıyan başarılı olur.
MANDAL TAKMACA
Sınıf iki gruba ayrılır. Her grubun önüne birer daire çizilir. Gruplardan birer kişi seçilir ve derin kolda tek sıra duran gruplarının tam karşısında ayakta dururlar. Çizilen dairelerin içinde eşit sayıda mandal konur. Müzik başladığında her çocuk sırayla bir mandal alır ve karşıdaki arkadaşının giysisine asar. Önce bitiren grup alkışlanır
MAVış (DONDUM)
Çocuklar sınıf içinde dağılırlar. Bir kişi ebedir. Ebe, ebeliği başkasına devretmek için arkadaşlarına dokunmaya çalışacaktır. Ebe dokunmadan önce çocuk mavi dışında herhangi bir renk söyleyip, donar kalırsa, korumalı olacaktır ve ebe onu ebeleyemez. Donup kalanın başkası tarafından dokunulup çözülmesi gerekir. Mavi diyen ebe olur.
MISTIK
Oyun için biri seçilir ve sınıfın bir köşesine gider. Diğer çocuklara birer yakılmış mum verilir. Elinde mum olan çocuklar Mıstık’a yaklaşırlarken “Mustafa, Mıstık, arabaya kıstık, bir mum yaktık, seyrine baktık” derler. Mıstık, ayağa kalkar ve mumları üflemeye başlar. En son kimin mumu sönerse o Mıstık olur.
SAYILAR
Oyun için sınıf üç gruba ayrılır. Üç tane 6, üç tane 7, üç tane 8, üç tane 9 yazılı kartlar gruplara denk şekilde dağıtılır. Sınıfın orta yerine küçük bir daire çizilir. Öğretmen, “6’lar!” dediğinde kartında 6 yazılı çocuklar hemen daireye girerler. En son kim girerse, sevimli bir ceza alır.
UYKUCU HOROZ
Tüm çocuklar yumurta olup, yere otururlar. Uyur gibidirler ve gözlerini açmazlar. Öğretmen tek tek başlarına dokunur. Başına dokunulan çocuk, sessizce kalkar ve öğretmenin peşinden gelir. Son çocuk kalana kadar, öğretmen çocukların başlarına dokunarak kaldırır. Sona kalan çocuğun etrafında sessizce halka olunur. Ve birden, “uykucu horoz, uykucu horoz kalk artık!” diye bağırırlar. Uykucu horoz arkadaşlarını yakalamaya çalışır.
HAYVAN MÜZESı
Bir müze bekçisi seçilir. Diğer çocuklar, müzedeki hayvanlar olurlar. Her çocuk, hangi hayvan olacağını kendi seçer, masanın üzerine çıkıp heykel olurlar. Müze bekçisi mumyaları inceler ve müzeden çıkar. Hayvanlar bekçi gidince canlanır, hareket etmeye başlarlar. Bekçi aniden geri döner ve hareket halindeki mumyaları yanar. En sona kalan mumya oyunu kazanır ve müze bekçisi olur.
UÇTU, UÇTU… UÇTU
Oyun, “uçtu, uçtu güvercin uçtu” gibi uçan bir hayvanla başlar. Eğer uçan bir hayvan söylendiyse çocuklar ellerini kaldırıp “uçar!” Diye bağırırlar. Eğer uçmayan bir hayvan söylendiyse çocuklar ellerini yere vurup “uçmaz!” Diye bağırırlar.
MıKROP
Sayışmacayla seçilen çocuk mikrop olur. Arkadaşlarına dokunarak onlara hastalık bulaştırmaya çalışır. Diğerleri de mikroptan kaçmaya çalışırlar. Hastalık kapan çocuk, hasta rolü yaparak yere oturur. En sona kalan çocuk diğer oyunda mikrop rolünü alır.
PARA KıMDE?
Sınıf iki gruba ayrılıp karşılıklı masalara geçerler. Öğretmen parayı bir grubun eline verir. Grup üyeleri parayı karşı gruba sezdirmeden masa altında elden ele dolaştırırlar. Karşı grup “Turist geldi!” dediğinde para dolaştıran grup ellerini yumruk şeklinde havaya kaldırırlar. Paranın kimde olduğunu tahmin ederler
EVıM- OKULUM- SINIFIM:
Yere birkaç metre aralıklarla iki çizgi çekilir. Oluşan üç alandan biri evim; biri okulum; diğeri de sınıfım diye adlandırılır. Öğretmen hangi alanın adını söylerse çocuklar o alana koşarlar. Yanılan oyundan ayrılır. Öğretmen yönergelerin temposunu arttırarak veya ardı ardına aynı alanın adını söyleyerek şaşırtmalarda bulunur
HOPLAYALIM, ZIPLAYALIM (bekçi baba)
Çocuklar sınıf içinde dağınık yerleşirler. Zıplayarak sözleri söylerler: “hoplayalım, zıplayalım, gökten elma toplayalım. Bekçi baba geldi!” hepsi yere yatar ve bekçi baba hiç kıpırdamayan bir çocuğu diğer oyunda bekçi baba olarak seçer.
SANDALYE KAPMACA
Sınıf mevcudundan bir eksik sayıda sandalye sınıfın içinde düzenlenir. Oyuncular müzik eşliğinde dans ederek sandalyelerin etrafında dönerler. Müzik durduğunda herkes bir sandalye kapar ve oturur. Bir kişi ayakta kalacaktır. Ayakta kalan oyundan ayrılır. Diğer turda bir sandalye daha eskitilir. Tek kişi kalana kadar oyun sürdürülür.
MıNDER KAPMACA
Sınıf mevcudundan bir eksik sayıda minderler sınıfın içinde düzenlenir. Oyuncular müzik eşliğinde dans ederek minderlerin etrafında dönerler. Müzik durduğunda herkes bir minder kapar ve oturur. Bir kişi ayakta kalacaktır. Ayakta kalan oyundan ayrılır. Diğer turda bir minder daha eskitilir. Tek kişi kalana kadar oyun sürdürülür.
KÖR RESSAM
Tahtaya gözleri olmayan bir insan kafası çizilir. Kör ressam olan çocuk gözleri bağlı iken tebeşirle resme göz çizmeye çalışır. Çocuklar sırayla kör ressam olurlar.
KOL ALTINDA KOVALAMACA
Çocuklar ikişer ikişer eşlenirler. Eşler karşılıklı durup kollarını birleştirip kaldırarak sınıf içinde dağınık olarak yerleşirler. ıki çocuk ise boştadır. Bunlardan biri kovalayan, biri ise kovalanandır. Kovalamaca sırasında sınıf içinde kollarını birleştirmiş olan çocukların kollarının altından geçmek zorundadırlar.
ÇORAPLAR - AYAKKABILAR
Sınıf iki eşit gruba ayrılır. Oyun alanının bir başına ve bir de sonuna ikişer daire çizilir. Çocuklar çoraplarını çıkarıp ilk daire içine koyarlar. ıkinci dairenin içine de ayakkabılarını koyarlar. Yarışma başlayınca çocuklar sırayla ilk önce ilk daireye giderek çoraplarını, ikinci daireye giderek ayakkabılarını doğru bir şekilde giyerek, sıranın arkasına geçer, yerini arkadaşına bırakır. Oyun her çocuk yarışana kadar devam eder.
GıYME-ÇIKARMA YARIşI
Çocuklar iki gruba ayrılır, her gruba birer yelek verilir. Sıra ile gruptakiler yelekleri giyip-çıkarırlar. Turu ilk tamamlayan grup, oyunu kazanır.
DUDAK OKUMA
Çocuklar öğretmeni rahatlıkla görebilecekleri biçimde otururlar. Öğretmen ses çıkarmadan sadece dudaklarını oynatarak bir şeyler söylerken çocuklar da öğretmenin ne söylediğini anlamaya çalışırlar.
EşLı 1–2–3 OYUNU:
1, 2, 3, 4 ve 5 sayılarının her birine eşli yapılabilecek devinimler atanır. Müzik eşliğinde dans edilirken birden müzik durdurulur ve öğretmen beş sayıdan birini söyler. Herkes eşini bulur ve ilgili devinimi gerçekleştirir.
EşLı DUYGULAR OYUNU
Eşli oynanacak bir oyundur. Eşler oyun başlamadan belirlenir. Her duygu adına eşli yapılabilecek bir hareket tayin edilir. Örneğin mutluluk deyince eşler bir birine sarılır. Kızgınlık deyince eşler birbirlerine sırtlarını dönerler vs. Müzik eşliğinde dans edilir. Müzik susar ve öğretmen bir duygu adı söyler. Eşler doğru hareketi yapmaya çalışırlar.
ALKIşTAN BUL
Ebe sınıftan çıkarılır. Kalan çocuklar bir eşyayı saklarlar. Ebe içeri çağrılır. Ebe eşyanın bulunduğu yere yaklaşınca çocuklar kuvvetlice; uzaklaşınca hafifçe alkışlarlar. Ebe bu ipucuyla eşyanın yerini bulmaya çalışır.
ÖRDEK VE KAZ
Bir çocuk kaz olur ve gözleri bağlanır. Diğerleri dağınık biçimde yere otururlar. Oturanlardan biri ördektir. Ördek vak vaklar ve kaz onu sesinden kim ve nerede olduğunu bulmaya çalışır.
EN SEVDığıM MEYVE
Çocuklar yerde halka şeklinde otururlar. Öğretmen bir çocuğun adını söyler ve topu ona atar. Çocuk topu tutar ve en sevdiği meyvenin adını söyler. Başka bir arkadaşına topu atar ve oyun sürer.
KAR TANELERı
4–5 öğrenci rüzgâr olur. Diğerleri kar taneleridirler. Rüzgâr grubu kol kola girerek kar tanelerine doğru üfler. Kar taneleri rüzgârın estiği yöne doğru savrulurlar.
METEOR ÇARPMASI
Bir çocuk meteor olur. Diğerleri ise ikili gruplar halinde ya da tek başına binaları canlandırırlar. Meteor, önceden belirlenmiş bir alanda (uzay) serserice bir süre dolaştıktan sonra atmosfere yani binaların olduğu bölüme gelir. Binalara çarpmaya başlar. Meteor binaları yıkmaya çalışırken binalar ise sıkı durup yıkılmamaya çalışırlar. En sona kalan bina diğer oyunda meteor olur.
UZAYLI KONUşMASI
Gönüllü iki çocuk seçilir. Çocuklar uzaylı rolündedirler. Kendi aralarında uzaylı diliyle saçma sapan konuşurlar. Konuşurlarken kelimelerin anlamları belli değildir ama hayret, kızgınlık, sevinç, hüzün, yorgunluk vs. duyguların vurgularının verilmesi önemlidir.
GARSON
Sınıfta uygun bir boş alan açılır. Sandalye ve masalarla iki kişiye eşit olanak ve engeller sağlayacak kafe ortamına benzeyen bir parkur hazırlanır. Sayışmaca ile iki çocuk garson seçilir. Ellerine üzerinde şişe veya bardak olan birer tepsi verilir. Parkurun sonunda ise kafe sahibi patronun masası vardır. Garsonlar, parkurdaki engelleri aşarak ve gidiş güzergâhını izleyerek şişeyi veya bardağı düşürmeden patrona siparişini götürürler. Düşürürlerse siparişi tekrar tepsiye koyarak devam ederler. Patrona önce ulaşan alkışlanır.
GıYSı GıYDıRME
Çocukların palto, atkı, eldiven, bere, yelek gibi giysilerinden bolca alınır ve oyun alanına konur. Bir manken ve bir giydirici olarak iki grup sayışmaca ile seçilir. Müzik başladığında hiç hareket etmeyen mankenleri giydiriciler oyun alanındaki giysilerle giydirmeye başlarlar. Giysiler tükendiğinde oyun biter ve mankenlere giydirilen giysi sayısı karşılaştırılır. En fazla giysi giydiren grup alkışlanır.
________________________________________
Arkadaşlar çok eğlenceli bir oyundur umarım beğenirsiniz
Aslan Avı
Öğretmen “şimdi herkes benim söylediğim hayvanların taklidini yapacak” der. Hayvan isimleri söyler. Çocuklar ses ve hareketleri ile bu hayvanları canlandırırlar. Daha sonra “şimdi sizinle aslan avlamak için ormana gideceğiz. Sırt çantalarımızı hazırlayalım. Yanımıza sakın su ve yiyecek almayı unutmayalım! Haydi, bakalım trenimiz geliyor. Çabuuk. Hooop herkes trene binsin. Çuf çuf çuf çuf...şimdi trenden iniyoruz. Hoop. şimdi, buradan sonra yolculuğumuza otobüsle devam edeceğiz. Herkes hazır mı? Otobüse sıra ile binelim. Kornaya basalım. Yolculuğumuza başlayalım. şimdi otobüsten iniyoruz ve buradan itibaren biraz yürüyerek gitmemiz gerekiyor. Önümüzde bir dere var herkes benim elimi tutup karşıya geçsin. Tamam, hadi bakalım yola devam. Aaa ormanda ne güzel hayvanlar var. Her yer ağaçlarla dolu. Bir süre ormanda gezilir. Uzun bir yolculuktan sonra aslan bulunur. Fakat avcı çocuklar aslanı avlanmaktan vazgeçerler.
Öğretmen çocuklara etkinliğin bittiğini haber verir. Yere oturmalarını ister. “Ormana giderken kendinizi nasıl hissettiniz? der.
Bataklıkta, tahta asma köprüde, çakıl taşlı alanda yürürken kendinizi nasıl hissettiniz?
Ormanda hangi hayvanları gördünüz?
Aslanı öldürmekten neden vazgeçtiniz?”
şeklinde sorular sorularak çocuklar ile hissettikleri ve duyguları hakkında sohbet edilir
KıM SAKLANDI? :
Bütün öğrenciler yerlerinde otururlar. Bir öğrenci kara tahtanın önüne getirilir. Diğerlerine arkası dönüktür ve gözlerini kapatır. Diğer bir çocuğu sınıfta bir yere saklar veya dışarı çıkarırlar. Öbür çocuklar da yerlerini değiştirerek karışık otururlar. Bundan sonra tahtada bekleyen öğrenciye "Kim saklandı ?" derler. Gözlerini yuman çocuk arkasını dönerek kimin dışarıya çıktığını veya saklandığını bulmaya çalışır. Bulamazsa ebe değiştirilir ve böylece oyun devam eder.
ALı KUTUDA
Bütün çocuklar sıra aralarındaki boşluklarda ayakta dururlar. Öğretmen ; "Ali kutuda." dediği zaman herkes çömelik vaziyet alır. "Ali kutudan çıktı." deyince herkes ayağa kalkar. Öğretmen bu tempo ile giderken bazı komutlarda değişiklik yapar. Bu değişiklikte yanlış yapanlar yerlerine otururlar. En sona kalan sınıfın birincisi olur.
SıNCAP VE CEVıZ
Bütün öğrenciler yerlerinde otururlar. Bir öğrenci sincap olur ve ceviz olarak eline silgiyi alır. Diğer öğrenciler, başlarını sıralarının üzerine koyarlar ( Uyuyormuş gibi ). Yalnız bir elleri, avuçları açık olarak yandadır. Sincap, cevizle arkadaşlarının arasında dolaşırken, Cevizi ( Silgiyi ) bir arkadaşının eline bırakır ve yerine oturmak üzere kaçar. Yerine ulaşıncaya kadar yakalanamazsa kurtulur. Eline ceviz konulan öğrenci sincabı yakalayamazsa kendisi bir sonraki oyun için sincap olur.
DOğRU SIRALA
Bütün çocuklar sıralarında otururlar. Öğretmen bunlardan 6–8 tanesini çağırarak yazı tahtasının önünde yüzleri arkadaşlarına dönük olarak tutar ve hepsine bir isim verir. ( Örneğin; Renkler, Kuş isimleri, şehir ismi veya oyuncak isimleri gibi ) Bundan sonra oturanlar sıralarının üzerine başlarını koyarak gözlerini kaparlar. Öğretmen tahtadakilerin yerlerini değiştirir. Bundan sonra herkes bakar, bir kaç gönüllü istenir. Bu gönüllüler arkadaşlarının yer ve isimlerine göre onları tekrar dizerler.
ÜÇ KÜÇÜK KUZU
Bir çocuk ( Büyük Kurt ) sınıfın önünde ve ayaktadır. Diğerleri yerlerinde oturmuştur. Kurt, sıraların arasında dolaşır. Üç küçük kuzunun ellerine vurur ve yine sınıfın önüne gelerek ; "hurr, hurr" der. Bu kelimeler ile birlikte ellerine vurulan üç kuzunun yerlerini değiştirmesi gerekir. Kurt da bu kuzulardan birinin yerine oturmaya çalışır. Ayakta kalan kuzu bir sonraki oyun için Kurt olur. Oyun böylece devam eder.
KARşILA VE GEÇ
Öğretmen sınıfın önünde ve ortadadır. ıki elinde birer silgi veya fasulye torbası tutar. Sağ ve sol gerisinde iki öğrenci vardır. ışaret verildiğinde bu iki öğrenci öğretmenin elindeki silgileri alır ve sıraların yanında koşuya başlar. Bu öğrenciler arkada karşılaşırlar. Öğretmene silgiyi önce getiren oyunu kazanır.
BEKÇı KÖPEğı:
Bir yere bir cisim ( Nesne ) konur. Yanında gözleri kapalı bir bekçi köpeği durur. Diğer öğrencilerden birisi sessizce nesneyi oradan almaya çalışır. Eğer köpeğin haberi olmadan onu alabilirse, bir dahaki oyun için "Bekçi Köpeği" olur. Eşya alırken köpek farkına varırsa "hav hav" diyerek arkadaşını yakalar. O zaman yeni bir bekçi köpeği seçilir.
FASULYE TORBASINI BULMA
Çocuklar elleri arkada olmak üzere omuz omuza bir daire yapar. Bir çocuk ortadadır. Birisine bir fasulye torbası verilir. Dairedeki öğrenciler bunu elden ele verirler. Ortadaki öğrenci fasulye torbasının nerede ( kimde ) olduğunu bulmaya çalışır. Eğer tahmini çok uzun sürerse başka bir oyuncu ile değiştirilir.
MEYVE SEPETı:
Bir öğrenci sınıfın önünde durur. Diğerleri yerlerinde otururlar ve hepsine 4 çeşit meyve ismi verilir. Öndeki öğrenci " Elmalar " deyince adı elma olanlar ayağa kalkar, yerlerini değiştirir. Bu arada ayaktaki oyuncu kendine bir yer bulmaya çalışır. ıkincide başka grup meyve ismini söyler. Bu kez de bu meyveler yer değiştirir. Eğer ebe " Meyve Sepeti " derse her cins meyvenin yerlerini değiştirmesi gerekir.
AVCI ADAM
Bir lider seçilir. Bu lider, herhangi bir yöne doğru yürür ve " Kim benimle ördek ( Ayı, Tilki, Geyik ) avlamaya gelir ?" der. Bütün çocuklar arkasına dizilir ve aynı şekilde lider (avcıyı) izlerler. Avcı dönüp hepsini görünce silahını onlara çevirir ve " Bum " der. Bunun üzerine ayaktaki çocuklar koşarak kendi yerlerine otururlar. Kim yerine önce oturmuşsa bir dahaki sefere o lider ( Avcı ) olur.
Müzik eşliğinde dans ederlerken havaya atılın balonu da düşürmemeye çalışırlar. Balon yere düştüğünde hepsi donar kalır. Öğretmen müziği keser. Çocuklara dokunmadan onları güldürmeye çalışır. ılk gülen diğer oyunda öğretmenle birlikte diğerlerini güldürmeye çalışanlardan olur. Tek kişi kalana kadar oyun sürer. Oyunun galibi günün en ciddisi ilan edilir.
RESMı BıL
Çocuklar uygun bir zemine (sandalye, minder vb.) otururlar. Öğretmen, arkası dönük resimli kartlardan çocuklara birer tane verir. (Top, bebek, araba, lego, bardak, çiçek, tavşan... vs).
Diğerlerinin resmi görmemesi sağlanır. Çocuklar sıra ile ellerindeki resmin özelliklerini söyleyerek, arkadaşlarının bu nesneyi tanımalarını ister. ılk tanıyan başarılı olur.
MANDAL TAKMACA
Sınıf iki gruba ayrılır. Her grubun önüne birer daire çizilir. Gruplardan birer kişi seçilir ve derin kolda tek sıra duran gruplarının tam karşısında ayakta dururlar. Çizilen dairelerin içinde eşit sayıda mandal konur. Müzik başladığında her çocuk sırayla bir mandal alır ve karşıdaki arkadaşının giysisine asar. Önce bitiren grup alkışlanır
MAVış (DONDUM)
Çocuklar sınıf içinde dağılırlar. Bir kişi ebedir. Ebe, ebeliği başkasına devretmek için arkadaşlarına dokunmaya çalışacaktır. Ebe dokunmadan önce çocuk mavi dışında herhangi bir renk söyleyip, donar kalırsa, korumalı olacaktır ve ebe onu ebeleyemez. Donup kalanın başkası tarafından dokunulup çözülmesi gerekir. Mavi diyen ebe olur.
MISTIK
Oyun için biri seçilir ve sınıfın bir köşesine gider. Diğer çocuklara birer yakılmış mum verilir. Elinde mum olan çocuklar Mıstık’a yaklaşırlarken “Mustafa, Mıstık, arabaya kıstık, bir mum yaktık, seyrine baktık” derler. Mıstık, ayağa kalkar ve mumları üflemeye başlar. En son kimin mumu sönerse o Mıstık olur.
SAYILAR
Oyun için sınıf üç gruba ayrılır. Üç tane 6, üç tane 7, üç tane 8, üç tane 9 yazılı kartlar gruplara denk şekilde dağıtılır. Sınıfın orta yerine küçük bir daire çizilir. Öğretmen, “6’lar!” dediğinde kartında 6 yazılı çocuklar hemen daireye girerler. En son kim girerse, sevimli bir ceza alır.
UYKUCU HOROZ
Tüm çocuklar yumurta olup, yere otururlar. Uyur gibidirler ve gözlerini açmazlar. Öğretmen tek tek başlarına dokunur. Başına dokunulan çocuk, sessizce kalkar ve öğretmenin peşinden gelir. Son çocuk kalana kadar, öğretmen çocukların başlarına dokunarak kaldırır. Sona kalan çocuğun etrafında sessizce halka olunur. Ve birden, “uykucu horoz, uykucu horoz kalk artık!” diye bağırırlar. Uykucu horoz arkadaşlarını yakalamaya çalışır.
HAYVAN MÜZESı
Bir müze bekçisi seçilir. Diğer çocuklar, müzedeki hayvanlar olurlar. Her çocuk, hangi hayvan olacağını kendi seçer, masanın üzerine çıkıp heykel olurlar. Müze bekçisi mumyaları inceler ve müzeden çıkar. Hayvanlar bekçi gidince canlanır, hareket etmeye başlarlar. Bekçi aniden geri döner ve hareket halindeki mumyaları yanar. En sona kalan mumya oyunu kazanır ve müze bekçisi olur.
UÇTU, UÇTU… UÇTU
Oyun, “uçtu, uçtu güvercin uçtu” gibi uçan bir hayvanla başlar. Eğer uçan bir hayvan söylendiyse çocuklar ellerini kaldırıp “uçar!” Diye bağırırlar. Eğer uçmayan bir hayvan söylendiyse çocuklar ellerini yere vurup “uçmaz!” Diye bağırırlar.
MıKROP
Sayışmacayla seçilen çocuk mikrop olur. Arkadaşlarına dokunarak onlara hastalık bulaştırmaya çalışır. Diğerleri de mikroptan kaçmaya çalışırlar. Hastalık kapan çocuk, hasta rolü yaparak yere oturur. En sona kalan çocuk diğer oyunda mikrop rolünü alır.
PARA KıMDE?
Sınıf iki gruba ayrılıp karşılıklı masalara geçerler. Öğretmen parayı bir grubun eline verir. Grup üyeleri parayı karşı gruba sezdirmeden masa altında elden ele dolaştırırlar. Karşı grup “Turist geldi!” dediğinde para dolaştıran grup ellerini yumruk şeklinde havaya kaldırırlar. Paranın kimde olduğunu tahmin ederler
EVıM- OKULUM- SINIFIM:
Yere birkaç metre aralıklarla iki çizgi çekilir. Oluşan üç alandan biri evim; biri okulum; diğeri de sınıfım diye adlandırılır. Öğretmen hangi alanın adını söylerse çocuklar o alana koşarlar. Yanılan oyundan ayrılır. Öğretmen yönergelerin temposunu arttırarak veya ardı ardına aynı alanın adını söyleyerek şaşırtmalarda bulunur
HOPLAYALIM, ZIPLAYALIM (bekçi baba)
Çocuklar sınıf içinde dağınık yerleşirler. Zıplayarak sözleri söylerler: “hoplayalım, zıplayalım, gökten elma toplayalım. Bekçi baba geldi!” hepsi yere yatar ve bekçi baba hiç kıpırdamayan bir çocuğu diğer oyunda bekçi baba olarak seçer.
SANDALYE KAPMACA
Sınıf mevcudundan bir eksik sayıda sandalye sınıfın içinde düzenlenir. Oyuncular müzik eşliğinde dans ederek sandalyelerin etrafında dönerler. Müzik durduğunda herkes bir sandalye kapar ve oturur. Bir kişi ayakta kalacaktır. Ayakta kalan oyundan ayrılır. Diğer turda bir sandalye daha eskitilir. Tek kişi kalana kadar oyun sürdürülür.
MıNDER KAPMACA
Sınıf mevcudundan bir eksik sayıda minderler sınıfın içinde düzenlenir. Oyuncular müzik eşliğinde dans ederek minderlerin etrafında dönerler. Müzik durduğunda herkes bir minder kapar ve oturur. Bir kişi ayakta kalacaktır. Ayakta kalan oyundan ayrılır. Diğer turda bir minder daha eskitilir. Tek kişi kalana kadar oyun sürdürülür.
KÖR RESSAM
Tahtaya gözleri olmayan bir insan kafası çizilir. Kör ressam olan çocuk gözleri bağlı iken tebeşirle resme göz çizmeye çalışır. Çocuklar sırayla kör ressam olurlar.
KOL ALTINDA KOVALAMACA
Çocuklar ikişer ikişer eşlenirler. Eşler karşılıklı durup kollarını birleştirip kaldırarak sınıf içinde dağınık olarak yerleşirler. ıki çocuk ise boştadır. Bunlardan biri kovalayan, biri ise kovalanandır. Kovalamaca sırasında sınıf içinde kollarını birleştirmiş olan çocukların kollarının altından geçmek zorundadırlar.
ÇORAPLAR - AYAKKABILAR
Sınıf iki eşit gruba ayrılır. Oyun alanının bir başına ve bir de sonuna ikişer daire çizilir. Çocuklar çoraplarını çıkarıp ilk daire içine koyarlar. ıkinci dairenin içine de ayakkabılarını koyarlar. Yarışma başlayınca çocuklar sırayla ilk önce ilk daireye giderek çoraplarını, ikinci daireye giderek ayakkabılarını doğru bir şekilde giyerek, sıranın arkasına geçer, yerini arkadaşına bırakır. Oyun her çocuk yarışana kadar devam eder.
GıYME-ÇIKARMA YARIşI
Çocuklar iki gruba ayrılır, her gruba birer yelek verilir. Sıra ile gruptakiler yelekleri giyip-çıkarırlar. Turu ilk tamamlayan grup, oyunu kazanır.
DUDAK OKUMA
Çocuklar öğretmeni rahatlıkla görebilecekleri biçimde otururlar. Öğretmen ses çıkarmadan sadece dudaklarını oynatarak bir şeyler söylerken çocuklar da öğretmenin ne söylediğini anlamaya çalışırlar.
EşLı 1–2–3 OYUNU:
1, 2, 3, 4 ve 5 sayılarının her birine eşli yapılabilecek devinimler atanır. Müzik eşliğinde dans edilirken birden müzik durdurulur ve öğretmen beş sayıdan birini söyler. Herkes eşini bulur ve ilgili devinimi gerçekleştirir.
EşLı DUYGULAR OYUNU
Eşli oynanacak bir oyundur. Eşler oyun başlamadan belirlenir. Her duygu adına eşli yapılabilecek bir hareket tayin edilir. Örneğin mutluluk deyince eşler bir birine sarılır. Kızgınlık deyince eşler birbirlerine sırtlarını dönerler vs. Müzik eşliğinde dans edilir. Müzik susar ve öğretmen bir duygu adı söyler. Eşler doğru hareketi yapmaya çalışırlar.
ALKIşTAN BUL
Ebe sınıftan çıkarılır. Kalan çocuklar bir eşyayı saklarlar. Ebe içeri çağrılır. Ebe eşyanın bulunduğu yere yaklaşınca çocuklar kuvvetlice; uzaklaşınca hafifçe alkışlarlar. Ebe bu ipucuyla eşyanın yerini bulmaya çalışır.
ÖRDEK VE KAZ
Bir çocuk kaz olur ve gözleri bağlanır. Diğerleri dağınık biçimde yere otururlar. Oturanlardan biri ördektir. Ördek vak vaklar ve kaz onu sesinden kim ve nerede olduğunu bulmaya çalışır.
EN SEVDığıM MEYVE
Çocuklar yerde halka şeklinde otururlar. Öğretmen bir çocuğun adını söyler ve topu ona atar. Çocuk topu tutar ve en sevdiği meyvenin adını söyler. Başka bir arkadaşına topu atar ve oyun sürer.
KAR TANELERı
4–5 öğrenci rüzgâr olur. Diğerleri kar taneleridirler. Rüzgâr grubu kol kola girerek kar tanelerine doğru üfler. Kar taneleri rüzgârın estiği yöne doğru savrulurlar.
METEOR ÇARPMASI
Bir çocuk meteor olur. Diğerleri ise ikili gruplar halinde ya da tek başına binaları canlandırırlar. Meteor, önceden belirlenmiş bir alanda (uzay) serserice bir süre dolaştıktan sonra atmosfere yani binaların olduğu bölüme gelir. Binalara çarpmaya başlar. Meteor binaları yıkmaya çalışırken binalar ise sıkı durup yıkılmamaya çalışırlar. En sona kalan bina diğer oyunda meteor olur.
UZAYLI KONUşMASI
Gönüllü iki çocuk seçilir. Çocuklar uzaylı rolündedirler. Kendi aralarında uzaylı diliyle saçma sapan konuşurlar. Konuşurlarken kelimelerin anlamları belli değildir ama hayret, kızgınlık, sevinç, hüzün, yorgunluk vs. duyguların vurgularının verilmesi önemlidir.
GARSON
Sınıfta uygun bir boş alan açılır. Sandalye ve masalarla iki kişiye eşit olanak ve engeller sağlayacak kafe ortamına benzeyen bir parkur hazırlanır. Sayışmaca ile iki çocuk garson seçilir. Ellerine üzerinde şişe veya bardak olan birer tepsi verilir. Parkurun sonunda ise kafe sahibi patronun masası vardır. Garsonlar, parkurdaki engelleri aşarak ve gidiş güzergâhını izleyerek şişeyi veya bardağı düşürmeden patrona siparişini götürürler. Düşürürlerse siparişi tekrar tepsiye koyarak devam ederler. Patrona önce ulaşan alkışlanır.
GıYSı GıYDıRME
Çocukların palto, atkı, eldiven, bere, yelek gibi giysilerinden bolca alınır ve oyun alanına konur. Bir manken ve bir giydirici olarak iki grup sayışmaca ile seçilir. Müzik başladığında hiç hareket etmeyen mankenleri giydiriciler oyun alanındaki giysilerle giydirmeye başlarlar. Giysiler tükendiğinde oyun biter ve mankenlere giydirilen giysi sayısı karşılaştırılır. En fazla giysi giydiren grup alkışlanır.