-Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) kamis dedikleri gömleği severdi.
-Çok düşünürler ve her rast geldiğine evvela selam verirlerdi.
-Yüzükleri gümüşten idi.
-Cemaatle bir yere giderken daima kendileri geride kalırdı.
-Her vakit için abdest alırdı.
-Ramazanın sonraki günlerinde ibadet için çok gayret sarfederdi.
-Bir şeyi alıp verirken sağ elle yapardı.
-Yerin üzerine otururlardı.
-Taranacağı vakitte saçını, kaşını, sakalını evvela sağ taraftan başlar sonra sol taraftan tararlardı.
-Her işlerinde evvela sağı yaparlar sonra da sol tarafını yaparlardı.
-Hacamat olurlardı. (Kan aldırırlardı.) Ekseriyetle bu kan aldırması başlarından yaptırırlardı.
-Bayram namazlarına giderken yürüyerek giderler, dönerken de başka yoldan dönerlerdi.
-Elbisesindeki yırtıkları dikerlerdi.
-Ayakkabılarını tamir ederlerdi.
-Davete icabet ederdi.
-Sarığı başlarına sararlardı.
-Kurbanlık koyunları kendi elleriyle keserdi.
-Yemeği yere kor orada yerdi.(Altına kasnak gibi bir şey koymazdı.)
-Eşeğe binerdi.
-Çocuklara selam verir, onların başlarını okşardı.
-Perşembe günleri sefere çıkmayı severdi.
-Suyu üç nefeste içerler evvelinde “Bismillah” derler sonunda “Elhamdülillah” derdi.
-Ehli beytinden birisinin yalan söylediğine muttali olursa artık onun yüzüne bakmazdı ta ki o tevbekar olup da “bir daha yapmayacağım” deyinceye kadar.
-Sarıklarını mübarek başlarına kendileri dolarlar, uçlarını da arkalarına omuzlarının arasına sarkıtırdı.
-Gözlerine sürme çekerdi. Bu sürmeyi gece vakti yatarken çekerdi. Çektikleri vakit de üç defa çekerdi.
-Yemek yerken önüne isabet eden yerden yerlerdi.
-Namaz kıldıktan sonra üç kere istiğfar ederdi.
-Abdest aldıktan sonra bir avuç su alırlar o aldıkları suyu avret yerlerine, ön taraflarına serpiştirirdi.
-Abdest alırken yüzüğünü oynatırdı.
-Abdest aldıktan sonra iki rekat mutlaka namaz kılardı.
-Kendilerini üzen bir şey olduğu vakit, hemen kalkar namaza dururdu.
-Dua ederken elin içini yüzüne doğru çevirirdi.
-Dua bitince ellerini yüzüne sürerdi.
-Yatarken misvak yanı başında olurdu. Gece uyandığı zaman ağzını misvaklardı. -
-Gece namaz kılarken evvela iki rekat hafif namaz kılar diğer kıldıkları namazları (iki rekat hafif kıldıktan sonraki kıldıkları gece namazlarını) uzun tutardı.
-Toplantı meclisinden dağılırken yirmi kere istiğfar ederdi.
-Seferden döndükleri vakit mescide gider iki rekat namaz kılar sonra evine giderdi.
-Gece gündüz daima Kuran okurdu. “Elese zalike bi kadirin ala en yühyiyel mevta?” Sure-i Kıyametin sonundaki bu ayeti okurken “Allah Teala ölüleri diriltmeye kadir değil mi?” deyince o zaman kendisi ona “bela” diye cevap verirdi.
-Vettini suresinde “Eleysallahu biahkemil hakimin?” “Ahkemil hakimin değil mi Allah?” ayetini okuyunca “bela” derdi.
-Ashabından bir zat Resulu Ekrem’le karşılaştı, ayağa kalktı ise Resulu Ekrem de onunla beraber ayakta dururdu. O gelen ayrılmadıkca Resulu Ekrem ondan ayrılmazdı.
-Kim olursa olsun küçük, büyük onun elini bırakmaz ta ki o bırakıncaya kadar.
-Ashabından birisiyle karşılaştı mı elini tutar musahafa eder ve sonra da onun için dua ederdi.
-Adamın ismini unuttuğu zaman, o adama “Ey Allah’ın kulunun oğlu” diye hitab ederdi.
-Yürürken sağa sola bakmazdı.
-Cuma günleri muhakkak gusül abdesti alırdı.
-Susması çok gülmesi az idi.
-Gayet az mizah, latife yapardı.
-Üzerine giydiği gömlek ayak topuk kemiğinin üstünde idi.
-Tarağı, makası, aynası, iğnesi daima yanlarında gezerdi.
-Bir cam bardağı vardı suyu ondan içerdi.
-Söz getirenlerin sözünü katiyyen dinlemezlerdi.
-Birinin diğeri için söylediği sözlere de hiç dikkat verip kulak asmazdı.
-Dayanarak yemek yemezdi.
-Konuştukları vakit muhakkak tebessümle, güler yüzle konuşurdu.
-Yatarken, kalkarken misvak kullanırdı.
-Sure-i Secde ve Tabareke’yi okumadan uyumazdı.
-Bir yere gittikleri vakitte orada iki rekat namaz kılmadan (gittiği evde iki rekat namaz kılardı) ayrılmazdı.
-ınsanın bazan kızgın vakitleri olur, meşgul vakitleri olur. O zaman karşısındakinin yüzüne bakmazlarmış ki “benim yüzümden onun içine bir soğukluk gelir” diyerek, onun yüzüne bakmazlarmış.
-Müslümanların zaiflerine gider ziyaret ederdi.
-Yedi şeyin gömülmesini emretmiştir: Saç, tırnak, kan, kadınların hayız şeyleri, dişler, pıhtılaşmış kan, -lohusaların çocuk doğurdukları vakitte atılan zarlar, parçalar.
-Hurma ile iftar ederdi o yoksa su ile iftar ederdi.
-En çok yedikleri şey arpa ekmeği idi.
-ıdrarını çömelerek yapardı.
-Ayda bir kere umumi temizleme yapardı.
-Koltuk altları, edep yerlerindeki tüylerin giderilmesini ayda bir kere yapardı.
-Pazartesi Perşembe günü oruç tutardı.
-Aşure günü oruç tutardı.
-Yalnız muharremin 10.ncu günü değil 9.cu günü de ilave etmek, yahut 10.ncu ile 11.nci günü beraber tutmayı efdal bulmuşlardı.
-Her ayda bazan ilk üçünü bazan son üçünü bazan 13,14,15.nci (kameri ayın) tutmak suretiyle her aydan üç gün oruç tutardı.
-Hac ayının önceki dokuz gününü de oruç tutarmış.
-ıftarı hurma ile yaptıktan sonra yemeğin sonunda yine hurma yerlerdi.
-Elmaya bakmak hoşlarına giderdi.
-Yeşilliklere, ormanlara, ağaçlara, meyvalara, akarsulara bakmak hoşlarına giderdi.
-Dua ederken üç defa söylerdi.
-Mesela “Ya Rab beni af et, Ya Rab beni af et, Ya Rab beni affet”.
-Kollar ve kolların kürek denilen kısımları hoşlarına gider, et alındığı vakitte oralardan alıp yerdi.
-Soğuk tatlıları sever, şerbetlerin soğuğunu severdi.
-Güzel kokuyu sever ve kokulanırdı.
-Düşmanla ancak güneş öğleyi geçtikten sonra ikindiye doğru karşılaşmayı severdi.
-Kendileri evlerimizdeki kapların kapalı olmasını tavsiye ediyorlar.
-Yemek kaplarının kapanması hoşuna giderdi.
-Üzüm salkımlarının evlerinde bulunmalarından memnun olurdu.
-Bakır kaplardan, ibrik gibi şeylerden abdest almak hoşuna giderdi.
-Koyunları kendisi sağardı.
-Cuma günü, Ramazan bayramı günü, Kurban bayramından önceki arefe günü guslederdi.
-Taharetlenirken üç kere yıkamayı adet haline getirmişti.
-Çirkin isimleri değiştirirdi.
-Kendi işlerini kendi yapardı.
-Cuma günü Cuma namazına gelmezden evvel, tırnaklarını keser, bıyıklarını kısaltırdı.
-Zikrullahı çokca yapardı.
-ıri iri bağıra bağıra söylenen sözleri sevmezdi.
-Sesi kısa kısa, kimseyi taciz etmemek suretiyle alçak sesle konuşulmasını severdi.
-Sıcak yemeği hoş görmez, soğutun bunu derdi.
-Daima cemaat önde yürür kendisi arkada, yahut sağda veya solda yürürdü.
-Bazı insanlar lüzumu olmayan sorular sorduğunda bunu sevmezdi.
-Mescidde bazı insanlar şiddetli aksırır ondan hoşlanmazdı.
-Ayakkabının ne büyük ne de küçük olmasını isterdi, ayakkabının ayağa göre olmasını isterdi.
-Hayvanda, koyunlarda öd, sidiklik, zeker, hayalar, bez, kanı, böbrekler gibi şeylerin yenilmesini hoş görmezdi.
-Başlarına giydikleri şey (takke) beyaz şam’da yapılmış bir baş giyeceği idi.
-Doğan çocuğun kulağına ihlas suresini okurdu.
-Miski bedenine ve başına sürer onun güzel koku olduğunu buyururdu.
-Yatağı hafif ve ince idi.
-Kokulardan amber de sürmüştür.
-Namaz kıldıktan sonra üç kere istiğfar ederdi.
-Namaz sırasında giydiği elbisenin düğmesi çözüktü.
-Sabah namazından sonra güneş çıkıncaya kadar uyumayı yasaklamıştır.
-Bir hastayı ziyaret ettiği zaman başucunda otururdu.
-Kendi eşyalarını bizzat kendileri taşırlardı.
-Müezzin Hayyeale’ssalah dediği vakit “La havle vela kuvvete illa billah” derdi.
-Tufanda bir meyva getirildiği zaman “Allah’ım! şu şehrimizede bize bereket ver. Ölçeğimizde ve ölçümüzde bereket üstüne bereket ver” der sonra o meyvayı yanında bulunan çocukların en küçüğüne verirdi.
-Daima en yumuşak ve tatlı yolla ikaz ederler ve irşadda bulunurdu.
-ınsanlara karşı olduğu gibi hayvanlara karşı da merhametliydi.
-Başının sağ kısmını göstererek berbere saçlarını kesmesini söylerdi.
-Dünya zevklerinden uzak olarak her şeyin azı ve basiti ile yetinirdi.
-Sabah namazını kılınca orada güneş iyice doğup, aydınlanıncaya kadar bağdaş kurup otururdu.
-Hapşırdığı zaman elini veya elbisesinin ucunu ağzına götürerek sesini kısar veyahut ağzını yumardı.
-Sefer esnasında gece konakladığı vakit sağ tarafına yaslanır.
-Eğer sabaha az bir zaman kala konaklarsa dirseğini dikip başı avucunda olduğu halde yaslanırdı.
-Geceleyin yataklarına girdikleri zaman sağ elini yanağının altına koyar sonra şöyle buyururdu: “Allah’ım! Mübarek ismin bereketiyle yaşarım ve yine ismin bereketiyle öleceğim.
-” Uykudan uyandıkları zaman da “Ölüme benzer uyku ile bizi öldürdükten sonra yine hayata kavuşturan Allah’a hamdü senalar olsun, haşir onadır.” derdi.
-Vitir namazının birinci rekatında “Sebbihisme Rabbikel ala”, ikinci rekatında Kafirun, üçüncü rekatında ihlas suresini okurdu.
-Yatmadan önce oturarak iki rekat namaz kılar ve sonra yatardı. Birinci rekatta “ıza Zülzile” ikinci rekatta “Elhakümü” veya Kafirun suresini okurdu.
-Günde yetmiş kere Allah’a tevbe ve istiğfar ederdi.
-Bazan dizleri üzerine çökerek, bazan iki ayakları üzerine ve bazan da sağ ayağını bükerek (sağ ayağını diker) sol ayağı üzerine otururdu.
-Hiçbir yemeği beğenmezlik etmezdi.
-Ramazan bayramında bayram namazına gitmeden önce birkaç hurma yerdi. (Bu hurmaların sayısı tek olurdu.)
-Kurban bayramında namazdan dönünceye kadar bir şey yememiş ancak kestiği kurban etinden yemişti.
-Yemek yerken birşeye dayanarak yemek yemez ve sofradan doymadan kalkardı.
-En çok okuduğu dua: “Allahümme Rabbena atina fiddünya haseneten ve fil ahireti haseneten ve kına azabennar” idi. -Özür dileyenlerin mazeretini kabul ederdi.
-Kadınlarla et doğrardı.
-şakalaşır fakat şakasında da doğruyu söylerdi.
-Kendisine müracaat eden herkesin işine koşardı.
-Bir vakit yatacağı yeri ayıplamamıştır.
-Sokaklarda fazla dolaşmazdı.
-Besmele ile oturur ve besmele ile kalkardı.
-Herkese ayrı ayrı hal ve hatırını sorardı.
-Fazla ve lüzumsuz konuşmazdı.
-Her gece yatağına girdiği vakit avuçlarını toplar onlara üfürür ve ıhlas, Felak ile Nas’ı okur sonra elleri ile başından ve yüzünden başlayarak yetişebildiği aşağı kısmına doğru vücudunu meshederdi.
-Bunu üç defa yapardı.
-Süt içer ve ağzını çalkalardı.
-Hurmayı salatalıkla yerdi.
-Karpuzla birlikte hurma yerdi.
-Kavunu taze hurma ile yerdi.
-Hurma ile tereyağını severdi.
-Balı severdi.
-Abdest bozmak istediği zaman oturmadan önce elbisesini kaldırmazdı.
-Vitir namazını bitirip selam verdiği vakit üç defa ve üçüncüsünde sesini yükselterek “Sübhanel melikil kuddus” derdi. -Cuma günü sabah namazında Secde suresini okurdu.
-Kendisine sevinç verici bir haber veyahud bir müjde gelince Allah’a şükretmek üzere secdeye kapanırdı.
-Çarşıya, pazara çıkar çoluk çocuğunun ihtiyaçlarını satın alırdı.
-Kendisine verilen hediyeyi orada bulunanlarla paylaşır ve “hediye müşterektir” buyururdu.
-Evine girdiği zaman işe dişini misvaklamakla başlardı.
-Vaaz ve nasihatten sahabelerine bıkkınlık gelmesin diye hallerine bakıp ona göre gün ve saati kollardı.
-Kur’an’ı Kerim’i hatim ederken Nas suresini okuyunca Fatiha’dan başlar ve Bakara suresinin başından “Ve ulaike hümülmüflihun” ayetine kadar okuduktan sonra hatim yapar kalkardı.
-Ekmeği sağ eline karpuzu da sol eline alır bir ekmekten bir karpuzdan yerdi.
-Başkalarıyla yemek yediği zaman sofradan en son kalkardı.
-Müminin artığını yemesini severdi.
-Kabak tatlısı ve mercimek çorbasını çok severdi.
-Eline biraz arpa ekmeği alıp üzerine hurma koyup ekmek ile beraber hurmayı yerdi.
-Tatlı ve güzel kokulu hediyeler geldiğinde geri çevirmezdi.
-Tatlının tadına bakar ve güzel kokulu çiçek veya gülü koklardı.
-Hurmanın çekirdeğini şehadet parmağı ile orta parmağı arasına alıp atardı.
-ıçecekler içinde en çok sevdiği soğuk şerbet idi.
-Sol eline üzüm salkımını alır sağ eliyle üzümü yerdi.
-Patlıcan yer ve faydalarını anlatırdı.
-Turp yerken sünnet olan kişinin ilk ısırmasında Resulullah (S.A.V.)’i hatırlamasıdır.
-Yumurta yerdi ve severdi.
-Soğuk ve tatlı suyu severdi.
-Mesti siyahdı.
-Saçlarını gün aşırı tarardı.
-Saçlarını taramak için açarken Elem neşrahleke suresini okurdu.
-Abdestsiz durmazdı.
-Helvayı severdi.
-Sebze yemeklerini severdi.
-Kabak yemeğini severdi.
-Hiç kimse ile çekişmezdi.
-Bakmak istediği zaman bakacağı tarafa tamamiyle dönerek bakardı.
-Meclisinde bulunanlar bir şeye gülerse o da onlara uyarak gülerdi.
-Hiç bağırıp çağırmaz, kötü söz söylemezdi.
-Hiç kimseyi ayıplamazdı.
-Etrafına gelişi güzel bakmazdı.
-Lüzumsuz yere konuşmazdı.
-Dünya için, dünya işleri için kızmazdı.
-Bir şeye işaret edeceği vakit parmağı ile değil bütün eli ile işaret ederdi.
-Ev süpürürdü.
-Salatalığı taze hurma ve tuz ile yerdi.
-Meyvelerden en çok sevdiği yaş hurma, üzüm, kavun ve karpuz idi.
-Eti ısırarak yerdi.
-Semizotu severdi.
-Parmaklarını temizlemeden elini mendil ile silmezdi.
-ıçtiği kaba nefes vermez, bardağı ağzından uzaklaştırdıktan sonra nefesini alırdı.
-Cübbe giyerdi.
-Canı fazla sıkıldığı zaman sık sık sakalını avuçlardı.
-Hoşa gitmeyen bir şeyi yüze vurmazdı.
-Çok cömert idi. Hele Ramazan ayında esen rüzgar gibi eline geçen her şeyi dağıtırdı.
-Kabile ve akrabasına çok ikramda bulunurdu.
-Kendisinden istenilen herşeyi verirdi.
-Cenazelere katılırdı.
-Elbisesini yamardı.
-Kim olursa olsun kendisini çağırana “buyurun” diye cevap verirdi.
-Adımlarını ağır ve çekinerek atar, yürürken sallanmaz ve adımlarını fazla açmazdı.
-Açlık ve susuzlukla nefisle mücadele edilmesini söylerdi.
-Tok karnına uyunmamasını ve faydasız işleri terketmemizi söylerdi.
-Sol eliyle sümkürürlerdi.
-Toprağın üstüne oturur altına kilim gibi şeyler sermezdi.
-ınekten olan yağı severdi.
-Post üzerinde namaz kılmayı severdi.
-En çok sevdiği renk yeşil idi.
-En çok nefret ettiği huy yalandı.
-En çok lezzet aldığı et koyunun ön kolları idi.
-ıçecekler arasında en çok sevdiği şey: süt, bal şerbeti idi.
-Yattığı vakit Kafirun suresini okurdu.
Yeni elbise diktirdiği zaman onu Cuma günü giyerdi.
-Oturacağı zaman elleri ile elbisesini toplardı.
-Helaya gireceği zaman pabuçlarını giyer, başını örterdi.
-Duada (bir şeyi) istediği zaman, avuçlarınının içini kendine doğru çevirirdi; bir şeyden sığındığı vakitte avuç dışlarını kendine doğru çevirirdi.
-Bir yudum su ile dahi olsa iftar etmeden akşam namazını kılmazdı.
-Yürürken ardına bakmazdı.
-Kendisinden kötü söz duyacağı kimseye yaklaşmazdı.
-ınsana ait olan kan, diş, saç, tırnak gömülmesini emrederdi.
-Ani ölümden (Allah’a) sığınırdı, ölmeden önce hastalanmasını isterdi.
-Balı severdi.
-Yeşilliğe ve akan suya bakmaktan hoşlanırdı.
-Tesbihi parmaklarını sayarak yapardı.
-Kına kokusunu sevmezdi.
-Yemeğin buharı gitmeden yenmesini hoş karşılamazdı.
-Müezzin ezan okuduğunu duydumu müezzin sustuğu vakit onun söylediğini söylerdi.
-Aynayı, sürmeyi, tarağı, misvakı, gülyağı şişesini bıraktığı olmazdı, yanında taşırdı.
-Buyurdu ki: Vermürselati suresini okuyan “Fe bieyyi hadisin badehü yü’minun”a gelip erişince “Amenna billahi=Biz Allah’a iman ettik” deyin.